Çinin
Huan kentinden ortaya çıkan daha sonra da tüm dünyayı etkisi altına alan korona
covid-19 virüsü insanların sağ duyusunu ve akıl sağlığını da olumsuz yönde
etkilemişe benziyor. Pandeminin ilk salgın günlerinde hijyen kurallarına daha
fazla önem verilmeye başlandı. Kolonya ve el dezenfaktanının dışında ev
temizliği için kullanılan ürünlerin de satışında patlama yaşandı. Önlem almak
için çamaşır suyunu abartılı kullanan vatandaşlar ise hastanelere koştu.
Ülkemizde
iİlk şaşırtıcı haber ise Trakyadan geldi. Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde yeni
tip koronavirüsten (Covid-19) korunmak için dezenfektan ve etil alkol içen kişi
hastaneye kaldırıldı.
Sonrasında
ise dünyanın en süper devleti sayılan koronavirüs önlemi için 1 Trilyon Dolar ayıran
ABD’nin Başkanı Donald Trump, koronavirüse karşı vücuda ışın verilmesi ya da
dezenfektanların enjekte edilmesini önerdi.
Geçtiğimiz
günlerde bizim vergilerimizle maaş alan TRT spikeri Sermin Baysal Ata, İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’ya Koronavirüse karşı demir eksikliğinin
giderilmesi konusunda Dr. Kaya'ya demir döküm malzemelerinin kullanılmasının
faydalı olup olmayacağını sordu.
Bu
haberler bana; 17.yüzyılda ortaya çıkan ancak temeli Antik Yunan’da atılmış
olmakla birlikte Parmenides, Sokrates, Platon gibi filozoflar ile Descartes,
Spinoza, Leibnz ve Hegel’de devam eden Rasyonalizm akımını aklıma getirdi.
Rasyonalizm
(Akılcılık), anlam olarak; zorunlu kesin ve genel geçer bilgilere ancak akılla
ulaşılacağını sonuç olarak doğru bilginin kaynağının akıl olduğunu söyler. Duyu
organlarının verileri geçici ve doğruluğu kesin olmayan bilgilerdir ve bu
verilere güvenilemez olduğunu iddia eder. Felsefe evreni ve insanı kavrarken aklı
kullanarak doğru bilgilere ulaşabilir, der. Karşıtlığı olarak İrrasyonalite ise
hayatta ve bilgilerde akıl dışı öğelere tek yanlı olarak ağırlık veren sevgi,
duygu ve içgüdüleri, bilginin kaynağı sayan görüş, akıl dışıcılıktır.
Bu
haberler akıldışılıkla mı yorumlamalıyım diye düşündüğümde ise konuyla ilgili yine
başka bir akımın varlığını hatırladım.
Bu
ise felsefi bir kavram olarak sezgiye akıl, zihin ve soyut düşünme karşısında
hem öncelik, hem de üstünlük tanıyan Sezgicilik, İntüisyonizmdi. Bu akımın
kurucusu Henri Bergson olduğundan kimi zaman felsefe tarihinde sezgicilik, Bergsonculuk
olarak ta adlandırılır.
Sezgiciliğe
göre bilginin, özellikle de felsefe bilgisinin kaynağı ve temeli sezgidir.
Burada önemli olan sezgi kavramının içeriğidir. Felsefi anlamda sezgi, bir tür
açılma, doğrudan doğruya keşfedilme ve dolaysız, aracısız birden bire
kavranılma anlamında kullanılır. Zorunlu bilgiler eksiktir, ancak sezgi ile
tamamlanır, iddiası taşır.
Bu
akım, hayatın bir yaratma gücü vardır ve bu yaratma gücünü biyolojik temeli
olan alet yapmaya yarayan zekamız kavrayamaz, der. Bunu kavrayacak özel bir
yetenek ise sadece sezgi yani İntution olduğunu var sayar.
Bu
ifadelere göre;
Korona
virüsüne karşı önlem olarak dezenfektan içen Çerkezköylü vatandaş, koronavirüse
karşı vücuda ışın verilmesi ya da dezenfektanların enjekte edilmesini öneren
Trump, Koronavirüse karşı demir eksikliğinin giderilmesi için demir döküm
malzemelerinin kullanılmasının faydalı olabileceğini düşünen TRT spikeri
irrasyonel midir?
Yoksa
sezgici midir?
Nizamettin BİBER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder