25 Mart 2017 Cumartesi

Sait Efe, yirmi kuşaklık sevgi


Ölümünü aylar sonra öğrendiğim, kendisi ile çok özel anlar paylaştığım dostum, kızım Gülceye kitap hediye ederken de “midemiz yemek yer doyar, beynimiz ise doymak için mutlaka kitap okumalı” şeklindeki söylediği sözü kulağımda çınlıyor. Yaşayan değerlerimize sahip çıkmak konusunda başarısız insanlar ve o insanlardan oluşmuş bir toplumuz.
Basından öğrendiğime göre Sait Efenin hayatını kaybetmesinden sonra cenaze töreninde anısına yapılan saygı duruşunun ardından söz alan konuşmacılar, Sait Efe’yi anlattılar. “Paylaşım, mücadele, dayanışma gibi kavramlar, Sait Efe’nin kişiliğindeki en temel kavramlardır” diyorlardı, yazarın yaşadığı 12 Eylül sürecini öyküleştirerek halkla paylaştığını da ifade ettiler. Efe’nin eleştiri konusunda da çok edebi davrandığını, uyarı yaparken “Ellerinizi yukarı kaldırıp beklerken, ayağınızın altından geçen dereyi göremiyorsunuz” dediğini söyledi.
Törende söz alan eski KESK Genel Başkanı Sami Evren ise “Seni hep mütevazılığınla tanıdık, sessizliğinle tanıdık, mücadelenle tanıdık, demokrasi kavganda. “Halkların kardeşliği” şiarını dillendirmenle tanıdık. Güle güle hocam, yoldaşların burada. Arkadaşların ve yoldaşların alkışlarla uğurluyorlar seni. Güle güle” dedi.
Törende söz alan diğer bir isim de EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan oldu. Gürkan, Sait Efe gibi insanların arkasından konuşmanın çok zor olduğunu ve onun duruşunun herkese örnek olduğunu dile getirdi. 12 Eylül sürecinde dahi güce boyun eğmediğini, mücadelenin en ön saflarında yer aldığını, onun yaptıklarını devam ettireceklerini, inandığı değerleri yaşatacaklarını belirtti. Sait Efe törenin ardından defnedilmek üzere alkış ve karanfillerle memleketi Urfa’ya uğurlandı.
Kurt ağzında Kuzu kitabında Kedinin fare, tazının tavşanla oynadığı, bilinir bir şeydi. Ama, insanın, insanla bu denli alaycı, aşağılayıcı oynadığı, olur şey değildi. İşkence yapmak, aşağılamak için, her olanağı değerlendiren gardiyanlar, bir gün havalandırma yerinde dolaşan, şaşkın bir farenin yakalanması buyruğunu verdiler. Fare, anında yakalandı. O koşullarda, o buyrukla, o farenin yakalanmaması, olası değildi. Tersi bir durumun bedeli, çok, ama çok ağır ödetilirdi koğuşa. İkinci buyruğunu ekledi hemen. “Bu fare, bu koğuşta beslenecek. Eğer ölürse...” Gerisini demesine gerek yoktu. Gök gürültülü kara bulutlar yağmur demekti. Bu buyruk da, günlerce aç susuz bırakılacağımızın belirtisiydi. Ayrıca, küfür, dayak fuarının açılacağının da bir duyurusuydu.” Diyordu.
TAYAD ve Diyarbakır İHD Şubesinin öykü ödüllerini alan, Yirmi Kuşaklık sevgi kitabı ile "Sevgi bir yaşam direncidir. Sevgi tüm yoksunlukları, tüm karabasanları ve yıkımları aşmanın sihirli sözcüğüdür.” Diyen dostum, mücadelesi, duruşu ve karakteri ile dostlarının ve okurlarının yüreğinde özel bir yer edinmiş olan yazar Sait Efe.
Senden özür diliyorum, Güle güle; paylaşımcı, mücadeleci, dayanışmacı, dost Sait EFE, yattığın yer ışıklar olsun.
 Nizamettin BİBER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder