Siyasal
İslam’ın neliği üzerinde çok fazla girmeden, İslam’ın siyasallaştırılması
olarak kısa bir tanım yapmak istiyorum. Pratikte siyasal İslam tüm Dünyada;
kutuplaşma, ayrışma, hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük, otoriterleşme, yasakçılık
ve özel hayata müdahale emareleri göstermiştir. Geçtiğimiz günlerde 10.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar gazetesine verdiği röportajda siyasal
İslam’ın çöktüğünü söylemişti. Gül’ün bu ifadeyi kullandığı geniş açıklaması
ise şöyle; “Dindar insanların ve siyasi hareketlerin özgürlükçü olabilmesi
olağanüstü önemi haiz bir konu. İslami kimlikli siyasi hareketler demokrat ve
özgürlükçü olduklarında, temel insan haklarını evrensel anlamda benimsedikleri
ve uyguladıkları takdirde, iktidar geldiklerinde de iyi yönetişimi
gerçekleştirmiş olurlar. Bunun örneğini ilk dönemimizde verdik ve dindar
insanların devlet yönetimini nasıl rasyonel esaslara göre yönetebildiklerini
sergiledik. Bu başarı tüm İslam dünyasına ve hatta İslami hareketlere bir dönem
ilham kaynağı oldu. Şimdi Siyasi İslam’ın çöküşü diye çok tartışmalar var.
Öyle, tüm dünyada. Biz bunu görüp, paradigmadan kopuşu gerçekleştirmiştik, ama
sürdürülemedi.”
Gül’ün
bu sözlerinin yankısı halen daha sürüyor. Eski Başbakanlardan Gelecek Partisi
Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gül’ün açıklamalarına yönelik olarak; “Çok
ezberci bir tutum olarak görüyorum bunu” diyerek tepkisini gösterdi.
Uzun
yıllar Milli Görüş hareketi içinde ve İslamcı yapılarda siyaset yapan daha
sonra HDP’den Milletvekili olan Altan Tan, konuyla ilgili görüşlerini
Independent Türkçe’ye yazdığı yazıyla aktardı.
Altan
Tan, “Siyasal İslam’ı kim çökertti?” başlıklı yazısında Gül’e maziyi de
hatırlattı. “Gül o tarihlerde refah partisi’ndeki yoğun mesaisinden dolayı gözden
kaçırmış olmalı” ‘Siyasal İslam'ın çöktüğü’ meselesi yeni bir şey değil.
Oliver Roy ‘Siyasal İslam'ın iflası’ kitabını 30 yıl önce yazdı.
Sayın Gül, o tarihlerde Refah Partisi'ndeki yoğun mesaisinden dolayı gözden
kaçırmış olmalı.” diye açıklama yaptı.
Fransız
stratejist, yazar Olivier Roy’ın
yazdığı “Siyasal İslamın İflası” kitabının orijinal adı “ L’Echec de l’Islam
Politique” çevirisi Cüneyt Akalın tarafından yapılmış, Metis yayınları
tarafından çıkmış kitabın 1994’te ilk baskısı, 5.baskısı ise 2017 yılında yapılmış.
Roy’nın
kitabının konusu çağdaş İslami hareketlerdir, yani İslam’ı bir din olduğu kadar
bir siyasal ideoloji olarak da gören, kendilerini bu yolla mevcut sistemden bir
kopuş olarak tanımlayan gruplardır.
Kitabın
açıklama notları “Çağdaş siyasal İslam, müslüman toplumlara bir seçenek sunuyor
mu? Yazarın Cezayir’den Türkiye ve İran’a, Suudiler’den Afganistan, Pakistan ve
Türki Cumhuriyetler’e geniş bir müslüman coğrafyada dolaşarak yanıt aradığı
temel soru budur. Olivier Roy, İslamcılığın etki ve genişlemesinin henüz
durmadığını, siyasal İslam’ın iktidara gelebileceğini, ancak iktidara gelse de
adetlerden ve hukuktan başka hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini, sonucun kesin bir
başarısızlık olacağını düşünüyor. Neden bu başarısızlık? Bu sorunun en başta
gelen yanıtı, siyasal İslam’ın, karşı çıkarak kendini var ettiği modernizmin
kötü bir kopyası olmasında yatıyor. Batı ve modernlik karşıtlığı temelinde
mevcut muhalefet boşluğunu doldurarak güçlenmiş olan siyasal İslam, giderek bir
“fundamentalizm” halini alıyor ve şeytanını “Batı” tanrısında ararken, kendi
içindeki çölü göremiyor.” şeklinde.
Olivier Roy’ın konu ile
ilgili “Siyasal İslamın İflası” kitabının okunmasını öneriyorum.
Siyasal
İslam tam olarak iflas etmediyse bile konkordato ilan etme aşamasına geldiği kanaatini
taşıyorum.
Nizamettin Biber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder