5 Şubat 2017 Pazar

Facebook'la sahte sınıf atlama


Eski çağlardan beri süregelen sınıf yapıları günümüz sosyal medyasında da kendisini göstermektedir. Sosyal sınıf; “Aynı toplumsal saygınlığa sahip, birbiri ile sıkı ilişkileri olan ve davranışsal beklentileri benzer olan kişilerin oluşturduğu bir sosyal yapıdır.” Sosyal sınıf, sosyal hiyerarşi içinde kişilerin derecelenmesi işlemi olup hiyerarşik bir özelliğe sahiptir.
Dünyada sınıflı toplumların oluşumundan bu yana, toplumsal eşitsizliğin tüm toplumların ortak özelliği olduğu bilinmektedir. İnsanlık tarihi boyunca bazı toplumlarda insanlar eşitsizliğe, sömürüye karşı çıkarak, uzun ve çetin mücadeleler vermiş, çok acılar çekilmiştir. Günümüzde ise insanların çoğu kapitalist sistem üzerinden daha orta bir yolu tercih ederek yaşamlarını sürdürmektedir. Ülkemizin toplumsal yapısında önemli bir yere sahip olan yarı feodal aile ve akrabalık ilişkileri toplumsal sınıfların oluşmasında büyük etkiye sahiptir. Bu yapıda bireylerin kazanımlarından çok, akrabalık ilişkileri ve kökenlerinin rolünün yüksek olduğu görülmektedir. Bunun yanında yarı feodal toplum üzerine batının burjuva demokrasi yerleştirilme çabaları ile Ulus devletimizin kurucuları tarafından yapılan devrimler toplumun yaşam tarzını ani değişikliğe uğratmış, batılılaşma, çağdaşlaşma çabaları Türk insanın yeni bir kimliğe bürünmesine neden olmuştur.
Teknolojinin gelişmesi ile son yıllarda internet kullanıcıları tarafından alışkanlık haline gelen sosyal medya kullanımı her çevreden geniş kitlelerin sosyal taleplerine yanıt verirken aynı zamanda bu ortamı eleştirenlerin odağına yerleşmiştir. Yeni Medya’nın gelişmesi, bilgi iletişim teknolojilerine olan ilginin artması, sosyal medyanın gücünü arttırmış, sosyalleşme kavramı da yeni bir boyut kazanmıştır. Sosyal medya yeni bir ilişkiler ağı ve iletişim jargonu ortaya çıkarmıştır. Bu ismin arkasına saklanmış olmanın verdiği özgüven kullanıcılara sonsuz bir ifade özgürlüğü bahşetmiş, insanları, bilinçaltının derinliklerinde mahsur kalmış duygu ve düşünceleri rahatlıkla ifade edebilir hale getirmiştir. Bununla birlikte mahremiyet duygusu da kısmen körelmiştir.
Türk kültürü anlayışı ile bakıldığında, kullanıcılarının en söylenmeyecek şeyleri Facebook’ta rahatlıkla ifşa etmektedir. Bu sınırsız özgürlüğü sunan Facebook, cazibe merkezi görünümü ile geniş bir kullanıcı kitlesine sahiptir.
Harvard Üniversitesi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, insanların arkadaşları, aileleri ile ve iş arkadaşları ile daha etkin bir şekilde iletişim halinde olmalarını sağlayan sosyal bir araç olarak ifade edilmektedir. Dünya çapında 800 milyondan fazla kullanıcısı ile facebook.com bir numaralı sosyal medya ağıdır. Facebook’un misyonu, insanların, yani kullanıcılarının güçlerini paylaşma ve dünyaya daha açık ve bağlanabilir olmasıdır. Facebook, milyonlarca insana her gün arkadaşlarını takip etme, sınırsız sayıda fotoğraf yükleme, link ve videolar paylaşma ve tanıştıkları insanlar hakkında daha fazla bilgi edinme amacı ile kullanılmaktadır.
Bulunduğu sınıfı beğenmeyen ve bir üst sınıfa atlamaya çalışan lümpen kesimin hiçbir çaba sarf etmeden verdiği mesaj ve görüntülerle sahip olmak istediği üst sınıf, Facebook üzerinden kazanılmaya çalışılmaktadır. Facebook kullanıcıları, gerçek hayatlarında herhangi bir dernek, vakıf ya da sosyal topluluğa katılmaya çok önem vermedikleri halde sosyal medyada benlik oluşturma çabaları ile yaman diyalektik çelişki yaşamaktadırlar.
Facebook ile dezenformasyona, dejenerasyona uğrayan kimlikler, kullanıcıların hâlihazırda olan değil de idealize ettiği kimliği göstermektedirler. Kullanıcılar genellikle gerçek kimliğinde taşıdığı dezavantajını sanal kimliğinde taşımadıklarının yanında maddi koşulları ve sosyal yaşamlarındaki olumsuzlukları görünmek istedikleri şekilde göstermektedirler. Facebook, sahip olduğu fiziksel yapısı ile kullanıcılarına yeni bir sınıf içinde barınmasına olanak tanımaktadır. Gözetleyen ve gözetlenen yapısı ile ve içinde var olan uygulamaları ile bir sınıf atlama mekanizması haline gelebilmektedir. Bu sıçrama mekanizmasının işlevselliği ve cazibesi, kullanıcının gerçekte nasıl biri olduğu değil, nasıl biri olarak görünmek ve konuşulmak istendiği ile doğru orantılı nitelik taşımaktadır.
Dünyadaki sınıf yapılarının (kast-kapitalist) yanında, Facebook’un oluşturduğu sahte sınıf yapısının çok farklı bir boyutta olduğu anlaşılmaktadır. Sınıflandırma, basit bir şekilde yapılan ileti, yer bildirim ve fotoğraf paylaşımları ile gerçekleşmektedir. Bu paylaşımla verilen görüntüler, sanal ortamda barındığından meydana gelen sınıf geçişleri de sahte ve geçici olmaktadır.
Sınıfsal kazanımlar çaba, emek gerektirir. Ancak Facebook,  böyle bir çabaya gereksinimi ortadan kaldırmıştır. Bireylerin kim oldukları ile ilgilenmeyen Facebook, onların nasıl görünmek istediklerine yönelik onlara, sonsuz, sınırsız özgürlük tanımaktadır. Toplumsal ahlakın normlaştırılamadığı Ülkemizde sosyal medyadaki etik anlayışın geliştirilmesi, vicdani değerler yaratılması zor görünmektedir. Facbook, sunulan iletişim ve etkileşim olanakları, kullanıcıların ne yapmak istedikleri ile ilintilidir. Doğru ve rasyonel bir şekilde kullanılmayan Facebook bireylerin kişisel gelişim ve toplumla etkileşim süreçlerinde sorunlar yaşamasına neden olmaktadır. Bu noktada yapılması gereken Facebook dahil tüm sosyal medya kullanımının etik değerleri oluşturularak doğru kullanılması sağlanılmalıdır. Facebook’ta çok zengin, kültürlü, sosyal, doğa dostu, hayvan sever biri olarak görünen birey, sahte bir sınıf atlamanın mutluluğunu sanal olarak yaşarken ruh sağlığı da olumsuz etkilenmektedir. Bu tür kullanıcıların depresyon veya yeni ifade ile “Facebook Depresyonuna” yatkınlık oranının çok yüksek olduğu söylenilmektedir.
Nizamettin Biber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder