Felsefe
tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan üstelik felsefe dalında pulitzer
ödülü sahibi Will Durant, felsefeyi ve filozofları, felsefeyle uğraşmayanların
anlayabileceği şekilde çekici ve zarif bir üslupla yazmakta büyük bir başarı
kazanmıştır. Eserlerinde felsefe konuları, edebi ve merak verici bir özellik
taşımaktadır. En zorlu problemleri açıklarken, filozofların çevreleriyle
hayatları ve felsefeleri arasındaki ilişkiden ustaca yararlanan Durant, derin
olmaktan çok, doğru ve dikkati çeken eleştirilerinde okuyucuya telkinler yapan
öğretsel bir tavır takınır.
Alman
yazar Hans Dollinger, Durantın kültürel yapı taşlarını sekiz noktada toplayarak
şöyle özetlemiştir;
Kültürün
ilk yapı taşı emektir, tarım, zanaat, ticaret ve ulaşım.
Kültürün
ikinci yapı taşı devlettir, yaşamın soy ve aile tarafından oluşturulan toplumun,
yasalar ve devlet aracılığı ile kurallar bağlanması ve güvence altına
alınmasıdır.
Kültürün
üçüncü yapı taşı toplumsal normlardır. Gelenek ve görenekler, vicdan ve insan
sevgisidir bu.
Kültürün
dördüncü yapı taşı dindir, din, insanoğlunun yüreğini yatıştıran, ona birlik
duygusu veren, onda toplumsal düzen
duygusunu pekiştiren ve mutsuz olanlara da teselli veren doğaüstü güce olan
inançtır.
Kültürel
beşinci yapı taşı bilimdir, bilim, açık bilgi, kesin saptama, nesnel
doğrulamadır.
Kültürel
altıncı yapı taşı felsefedir, insanın genel tabloyu kavrayabilmesi için
gösterdiği anlık mütevazi çabadır. Şeylerin en son anlamını anlamak için
cesaretle ve sonuçsuz bir çabayla yürütülen araştırma tutkusudur.
Kültürün
yedinci yapı taşı edebiyat ve düşünsel ürünlerdir. Dilin aktarılması, gençliğin
eğitilmesi, yazının gelişimi, şiir ve destanların yaratılması, romanın
yazılmaya teşvik edilmesi ve geçmişin kayıt altına alınmasıdır.
Kültürün
sekizinci yapı taşını sanat oluşturmaktadır. Yaşamın hoşa giden renklerle,
ritimlerle ve biçimlerle güzelleştirilmesidir.
Kültür;
toplum içinde kazanılan inanç, davranış ve düşünce kalıplarıyla meydana gelen
bir düzendir, toplumlarda yaşayan insanlar tarafından yaratılır, yaşatılır ve
ortaklaşa paylaşılır. Paylaşılan ve kabul edilmiş olan tutum ve değerler o
toplumun kültürüdür.
Kültürün
oluşması ve kültürden söz edilebilmesi için üç ana esas vardır. Bunlar:
1.Bir
toplumun var olması,
2.Toplum
içerisinde kişilerin karşılıklı etkileşmeleri,
3.Ortak
bir dilin var olması, gerekli ve yeter unsurlardır. Kültürün oluşması ve
kültürden söz edilmesi için gerekli yeter ve gerekli unsurlarımız söz konusu.
Bütün
bunların ışığında Durant’ın kültürel yapı taşları bizde döşeli mi?
Döşendiyse
de uygun mu döşenmiş?
Nizamettin BİBER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder