21 Mayıs 2017 Pazar

Selimin Topu

Bilirsiniz Karadeniz’in coğrafyası bayır yani dik denecek eğimlidir buna rağmen köyümüzün en düz Çağrankaya Mahallesinde ikamet ediyorduk. Şimdi olduğu gibi çocukluğumuzda da erkek egemen bir sosyal yapımız vardı, oyunlarımızda erkek kodları taşırdı, yani maskülendi. Her erkeğin çocukluğunda var olan, yuvarlak içi hava dolu topla oynama arzusu bizde de çok hâkimdi. Coğrafi yapımız bu oyunu oynamamızı zorlaştırsa da çocukluk isteği engel tanımazdı. Bizde akraba büyüğümüz Biberoğlu Kasım Ağanın yıkık Konak duvarları ile Necmettin amcanın ahmin duvarı arasında kalan çedak diye tanımladığımız yolda, çok çetin mücadelelere tanık olan futbol maçları yapardık. Ve bu maçları çok ciddiye alırdık. Bu mücadeleleri bazen öteki (Zafer) mahallesi çocukları ile yaptığımız zaman ise heyecan doruklara tırmanırdı. Futbol maçının üyeleri ise; Ethemin Şükran teyzenin oğulları Şadan, Hakan, Karacanın Makbbule halanın oğlu Selim, Aplanoğlu Hayrettin Amcanın oğlu Metin, Ali Osman Dayımın oğlu Savaş, Helim amcanın oğulları Hasan, Muhammed, Tufan Ağanın Muhtar Tufan Amcanın oğlu Şenol, Hasan Osmançelebioğlunun oğlu Demir Ali, Ahmet Ağanın Süleyman Amcanın oğlu Suat, Helimin Muhammet amcanın oğlu Saim, Ahmet Ağanın Sedat Amcanın oğlu Servet, Karacanın Fahrettin amcanın oğulları Hüseyin ile Ali Rıza, kardeşim Olgun olurdu.

En önemli sorunumuz toprak yolun futbol için istenilen koşullara uygun olmaması bir de topa hızlı vurulduğu zaman arazı eğiminden dolayı eğimin düşük kotlarına yani çok aşağılara kaçan topun gidip alınma zamanın saatler sürmesi, maçın soğuması ile birlikte o topu kimin alması gerektiği sorunu idi. Futbol oynarken teknik ve hızdan ziyade güç önemli bir unsur olarak ortaya çıkıyordu. Duvar kenarına sıkıştırılan top sürülürken, rakip oyuncu güçle itilerek geçilmeye çalışılırdı. Futbol sahası olarak kullanılan yolun eğimi ile kaçan topun geri getirilmesinde geçen uzun sürenin yanında birde naylon futbol topunun temin sorunu vardı.
Genelde İlçemizde boyacılık yapan Selim’in hemen her zaman sigarası hem de topu olurdu. Kaçamak sigara içenlerin Selimden sigara istediğinde ise 19 tane kaldığını söylemesi ile meşhurdu. Maç esnasında başarılı olmayınca, kendisine kızılan, eleştirilen topun sahibi Selim topunu alıp gitmekle şantaj ve tehdit eder, topu alıp gitmesi ile maç tatil olurdu.
Kendisinin bu hareketi tarafımızdan zaman zaman hafif yollu şiddet ile karşılık bulurdu.
Cedaktaki top oyunumuz; arazinin eğimine, zemin olumsuzluklarına, kaçan topun geri getirilmesi için geçen uzun süreye rağmen, neşe, mutluluk ve tatlı bir rekabet içinde geçerdi. Mahallemizde top oynarken topun ahminlere kaçmasından dolayı, ahminlerdeki ürünler (patates, lahana, fasulye, mısır) zarar görme riski taşırdı. Duvar kenarında ahmini olan Necmettin amca bu durumdan pek hoşlanmazdı. Aksine Name halanın bu konu ile ilgili en ufak olumsuz tepki gösterdiğine kimse şahit olmadı.
En son köye gittiğimde sessizliğin sesinde çocukluğumuzda Cedakta futbol oynarken seslerimizi duydum, yoğun hisler yaşadım duygulandım.
Keşke zaman aleti olsa zamanı geri çevirebilsek, o günlere geri dönsekte Selim bize şantaj yapsa, tehdit etse ona muhtaç olsaydık.
ahmin:Ürün dikilmiş tarla
cedak:Yolların birleştiği yer
Nizamettin BİBER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder